Afet tahvilleri konusunda uzmanlaşan varlık yönetimi şirketleri, hızla büyüyen piyasaya bireysel yatırımcıların erişiminin kısıtlanması tehdidiyle karşı karşıya. Afet tahvilleri küçük yatırımcılara büyük doğal afetlerin gerçekleşme olasılığı üzerine yatırım yapma imkânı tanıyor.
Financial Times’ın haberine göre, dev yatırım firmaları afet tahvillerinin (cat bonds) geniş yatırımcı kitlesine açık fonlarda yer almaya devam etmesi yönünde Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi’ne (ESMA) çağrı yaptı. Milyarlarca euroluk yatırımı yöneten firmalar arasında Twelve Capital, Fermat Capital ve Plenum Investments gibi isimler de bulunuyor.
Ancak bu yazın başlarında ESMA, Avrupa Komisyonu’na, afet tahvillerinin AB’nin en büyük bireysel yatırımcı fon rejiminin dışında tutulması gerektiği yönünde tavsiyede bulunmuştu. Bu tavsiye, söz konusu yatırımların fazla riskli olup olmadığına ilişkin daha geniş kapsamlı bir tartışmayı da gündeme taşıdı.
Yaklaşık 1,3 milyar dolar değerinde afet tahvili yöneten yatırım firması Plenum’dan Daniel Grieger, “ESMA, var olmayan bir sorunu çözmeye çalışıyor” açıklamasında bulundu. Grieger düzenleyici kurumların, sıradan tasarruf sahiplerinin yüksek getirili piyasalara erişimini artırma ve “Avrupa’nın reel ekonomisine daha fazla sermaye çekme” çabalarının önünde engel oluşturduğunu söyledi.
Tartışmanın merkezinde ise afet tahvillerinin karmaşıklığı ve işlem yapılabilirliği konusundaki endişeler yer alıyor. Veri sağlayıcısı Artemis’e göre, söz konusu tahvillerin piyasa değeri ise 55 milyar doları aşıyor. Uzun süre yalnızca nitelikli yatırımcılar tarafından alınıp satılabilen niş bir yatırım aracı olan bu tahviller, zamanla ayrı bir varlık sınıfına dönüştü.
Sigortacılar, hükümetler ve diğer ihraççılar, büyük kasırgalar veya orman yangınları gibi en aşırı risklere olan maruziyetlerini azaltmak amacıyla afet tahvillerini kullanıyorlar. Enflasyon ve iklim değişikliğinin sigorta şirketlerinin yükümlülüklerini artırmasıyla, sigortacılar da giderek daha fazla oranda hem Munich Re ve Swiss Re gibi geleneksel reasürörlere hem de sermaye piyasalarındaki yatırımcılara riskin bir kısmını devretmeye başladı.
Bunun karşılığında, tahvil sahipleri son yıllarda devlet tahvilleri gibi diğer sabit getirili yatırımlara kıyasla daha yüksek getiri elde etti. Ancak bu yatırımcılar büyük bir felaketin ardından tazminat ödemekle yükümlüler.
Afet tahvilleri, Avrupa’da UCITS etiketiyle pazarlanan fonlar aracılığıyla sıradan yatırımcılara ulaştı. Haziran itibarıyla, UCITS felaket tahvili fonlarının yönettiği varlıklar yaklaşık 17 milyar dolara ulaştı. Plenum verilerine göre, bu miktar Haziran 2020’de yaklaşık 5 milyar dolar olan seviyesinden üç kattan fazla artış gösterdi.
ESMA, haziran ayında yayımladığı raporda, afet tahvilleri ile kripto paralar ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO) gibi diğer alternatif yatırımların UCITS etiketli fonlardan çıkarılması tavsiyesinde bulundu. Raporda, bu varlıklara dolaylı yoldan yatırım yapılmasına ise %10’luk bir üst sınır dâhilinde izin verilmesi önerildi.
ESMA, büyük bir felaketin ardından veya kasırga sezonu gibi afet risklerinin arttığı dönemlerde afet tahvillerine olan talebin azalabileceği uyarısında bulundu. Düzenleyici kurum ayrıca, afet tahvillerinin “geleneksel devredilebilir menkul kıymetlerden ziyade sigorta ürünlerine daha yakın bir şekilde yapılandırıldığını” belirtti.
Afet tahvili fonu yöneticileri ise, tahvillerin ABD Hazine tahvilleri gibi yüksek notlu menkul kıymetlerle teminatlandırıldığını, bu nedenle diğer alternatif yatırımlara kıyasla daha güvenli olduğunu ve günlük olarak işlem gördüğünü savunuyor. Sektör temsilcileri, bu tahvillerin sigorta maliyetlerini düşürerek Avrupa’nın iklim değişikliğine karşı daha dirençli hâle gelmesine katkı sağlayabileceğini de vurguluyor.
Grieger, afet tahvillerinin henüz kitlesel ödeme gerektiren bir durumla test edilmediğini kabul etti. Ancak büyük bir kaybın satış dalgası yerine daha fazla yatırım çekebileceğini, zira felaketlerden sonra sigorta fiyatlarının genellikle arttığını ve getirileri yükselttiğini öne sürdü.
Grieger “Evet, büyük bir ihtimal olabilir. Ancak yatırımcılar çok iyi bilgilendirildikleri için şaşırmayacaklardır. Eğer Kaliforniya’da 9.0 büyüklüğünde deprem olursa, kaybedeceklerini bilecekler” ifadelerini kullandı.