ABD hisse senetleri, tarih boyunca S&P 500 için en güçlü aylardan biri olan temmuzda dalgalı bir seyir izleyebilir. ABD Başkanı Donald Trump’ın tartışmalı kararları ve bir dizi riskin devreye girmesiyle birlikte piyasalar, ikinci çeyrek bilançolarının kritik olabileceği bir döneme doğru ilerliyor.
Barron’s’un haberine göre Trump’ın tarife kararlarını erteleme eğilimi ve yılın ilk aylarında savunduğu devasa mali yasa tasarısını geçirme sürecinin teknik detayları, son tarihin yaklaşmasıyla birlikte temmuz ayında yeniden gündeme gelecek. Bu tarihler hem ABD borsaları hem de küresel piyasalar için önemli gelişmelerin habercisi olabilir.
Dow Jones verilerine göre, S&P 500 Endeksi temmuz ayında genellikle sağlam getiriler kaydetti. 1950’den bu yana endeks temmuzda 45 kez yükseldi ve ortalama %1,3’lük artış gösterdi.
Bu mevsimsel destek, bahar aylarında yaşanan rallinin son haftalarında duraksamasıyla birlikte özellikle faydalı olabilir. S&P 500, nisan başındaki dip seviyesinden bu yana %20’nin üzerinde artış kaydederken, son bir ayda ise sadece %0,5 yükseldi.
Yılın ikinci yarısını şekillendirebilecek ilk önemli gelişme 4 Temmuz’da yaşanabilir. Bu tarihte, ABD Senatosu’nun Cumhuriyetçilerin vergi ve harcama paketine ilişkin tasarısını oylamaya sunmak istemesi bekleniyor. Tasarının ABD Kongresi’nin yaz tatiline girmesinden önce gündeme gelmesi hedefleniyor.
ABD’nin federal bütçe açığını önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 3,4 trilyon dolar yükseltmesi beklenen tasarı, aynı zamanda borç tavanının da 5 trilyon dolar çıkarılmasını da içeriyor. ABD Hazinesi’nin temmuz sonrasında borçlarını ödememe riskiyle karşı karşıya kalmaması için tasarının Kongre’nin her iki kanattan da geçmesi gerekiyor.
Tahvil piyasaları hem bütçe açığı hem de borç tavanı üzerindeki etkileri açısından bu gelişmeye karşı son derece hassas. Senato tasarısının Temsilciler Meclisi versiyonundan ciddi farklılıklar içermesi halinde tahvil piyasalarında sert düşüşler yaşanabilir. Bu da getirilerin yükselmesine ve hisse senetleri üzerinde baskı oluşmasına yol açabilir.
Bu kritik tarihten yalnızca birkaç gün sonra, 9 Temmuz’da, ABD Başkanı’nın nisan ayında yürürlüğe koyduğu karşılıklı gümrük tarifelerine ilişkin 90 günlük erteleme süresi dolacak. Önümüzdeki haftalarda kapsamlı anlaşmalar sağlanamazsa, ABD ya en büyük ticaret ortaklarına yönelik geniş kapsamlı vergileri devreye sokacak ya da piyasalar Beyaz Saray’dan yeni bir erteleme veya muafiyet dalgası beklentisiyle belirsizliğe sürüklenecek.
Siebert Financial Baş Yatırım Sorumlusu Mark Malek, “Şu ana kadar somut bir anlaşma imzalanmış değil. Ancak birçok tarife geçici olarak azaltıldı ya da ertelendi ve taraflar bir noktada ortak bir zeminde buluşmak istiyor gibi görünüyor” dedi.
Aynı dönemde, ABD Başkanı’nın İsrail-İran çatışması için verdiği iki haftalık süre de dolacak. Bu gelişme, küresel petrol piyasaları açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
ABD’nin İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i hedef alması veya İran’a yönelik yeniden bir saldırı gerçekleştirmesi petrol fiyatlarını ve enflasyonist baskıları artırabilir. Bu durum, yatırımcıların hisse senetleri ve diğer riskli varlıklardan uzaklaşmasına neden olabilir.
Yatırım firması Navellier Calculated Investing’in başındaki isim Louis Navellier, “İran konusundaki belirsizlik, enerji fiyatlarını yukarıda tutuyor, bu da enflasyon tahminlerini karmaşıklaştırıyor ve çözülmemiş tüm tarifelere yönelik müzakereleri olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda, Trump’ın ‘kapsamlı ve güzel’ yasa Tasarısı 4 Temmuz hedefi doğrultusunda ilerliyor ve teşviklerin kesildiği sektörlerde dalgalanmalara neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, ikinci çeyrek bilançoları 15 Temmuz’da JPMorgan Chase’in raporuyla başlayacak. LSEG verilerine göre, S&P 500 şirketlerinin ikinci çeyrek toplam bilançosunu yıllık bazda %5,7 artarak 528,4 milyar dolara ulaştırması bekleniyor. Bu oran, yılın ilk üç ayındaki %13,7’lik artışın gerisinde kalıyor.
Şirket bilançoları, nisan başındaki sert düşüşlerin ardından Amerikan borsalarının toparlanmasında kilit rol oynamıştı. Trump’ın ‘Kurtuluş Günü’ sonrasında gelen iki haftalık rahatlama rallisinde S&P 500 %6 yükselmiş, haziran ayına kadar olan %20’lik artışta ise “Muhteşem Yedili” olarak adlandırılan teknoloji devlerinin beklenenden iyi gelen bilançoları başlıca itici güç olmuştu.
LSEG verilerine göre, bu mega şirketler ilk çeyrekte yüzde 16’lık bir kâr artışı kaydederken, S&P 500’ün geri kalan kısmındaki artış sadece %4,3’te kaldı.
UBS Servet Yönetimi’nden Brian Buetel, “Hisse senedi piyasalarındaki son toparlanmalar, yumuşak iniş beklentileri, iyileşen şirket kârları ve potansiyel faiz indirimleri etrafında şekilleniyor. Yatırımcıların beklediği bir sonraki katalizör, bilançolar olabilir” açıklamasında bulundu.