ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası üzerindeki kontrollerini kaybediyor. Cryptopolitan’ın haberine göre bunun en büyük sebepleri petrol fiyatlarının hızla yükselmesi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail-İran savaşına dahil olacağı beklentileri.
Geçmişte merkez bankalarının net şekilde alabildiği kararlar artık siyaset, enflasyon ve çöken ekonomik kurallar çerçevesi tarafından gölgeleniyor. Piyasalar artık neye tepki vereceğini bilmiyor, çünkü merkez bankaları bizzat yön tayin edemiyor.
Bu belirsizlik, Norveç’in perşembe günü hiçbir uyarı yapmadan faiz indirimine gitmesiyle zirveye ulaştı. Bu karar, yatırımcıları şaşkına çevirdi ve Norveç kronunun dolar ve euro karşısında yaklaşık %1 değer kaybetmesine neden oldu.
Aynı saatlerde İsviçre Merkez Bankası da faiz oranlarını %0’a indirdi ve süregelen deflasyona rağmen negatif faiz uygulamasına dönüşle ilgili söylemlerden vazgeçti.
İsviçre Merkez Bankası, küresel ekonomik tablonun normal planlarını uygulamak için fazla istikrarsız olduğunu açıkladı. Bundan yalnızca 24 saat önce Fed Başkanı Jerome Powell, ABD faizlerini sabit tuttuklarını açıklamış ve “Kimse faizlerin nereye gideceği konusunda güven duymuyor” demişti.
Piyasalar politikaya değil paniğe tepki veriyor
Yatırımcılar bu gelişmelerin ardından hızla hisse senetlerinden çekildi. V2TX endeksiyle takip edilen Avrupa hisse senedi volatilite oranları iki ayın en yüksek seviyesine çıktı. Ancak yatırımcılar, güvenli liman olarak görülen devlet tahvillerine yönelmek yerine onları da satmaya başladı. Piyasalarda yönsüzlük hâkim. Geleneksel güvenli limanlar bile işlevini yitiriyor.
Varlık yönetimi devi RBC Global’ın iştiraki BlueBay’de Yatırım Direktörü olan Mark Dowding konuyla ilgili açıklamasında, “Oldukça ciddi bir politika ve makroekonomik belirsizlik dönemindeyiz. Faiz oranları konusunda net bir trend göremiyoruz” ifadelerini kullandı. Dowding, bu nedenle kendi portföylerinde büyük ölçekli hamlelerden şimdilik kaçındığını da sözlerine ekledi.
Dolar ise artık tam bir bilinmez. Yılbaşından bu yana rakibi para birimlerine karşı yaklaşık yüzde 9 değer kaybeden dolar, İsrail ile İran savaşının ardından yeniden yükselişe geçti. Dolardaki her hareket, merkez bankalarının yönlendirmeleriyle değil savaş manşetleri ve enerji şokları tarafından belirleniyor.
T.S. Lombard Makro Direktörü Davide Oneglia “Artık merkez bankalarından gelecek sinyallerle yetinemezsiniz” açıklamasında bulundu ve bankaların yön göstermekten çok uzak olduğunu, sadece verileri okumakta bile zorlandığını söyledi.
Ezber kurallar işe çalışmıyor
Fed yönetimi Trump’ın gümrük tarifeleri tarafından tetiklenen enflasyonla mücadele ediyor. Avrupa merkez bankaları ise faizleri düşürerek Fed stratejisinden ayrışıyor. Avrupa ayrıca artık küresel ticaret ve emtia fiyatlarının çıpası olma işlevini yitiren dalgalı bir dolarla da baş etmek zorunda.
Monex Europe Makro Araştırma Müdürü Nick Rees, “Küresel piyasalar için devasa, köklü bir değişim söz konusu. Herkes bunun etkilerini anlamaya çalışıyor. Tahmin yaparken kullandığımız tüm ekonomik ezber kurallar şu anda tamamen işlemez hale geldi” açıklamasında bulundu.
Avrupa Merkez Bankası’nda daha önce planlanan faiz indirimleri bile gözden geçiriliyor. ECB’nin önde gelen isimlerinden Francois Villeroy de Galhau, perşembe günü yaptığı açıklamada petrol fiyatlarındaki oynaklığın sürmesi hâlinde para politikası planlarının değişebileceğini belirtti. Bu da önümüzdeki süreçte yol haritasını tamamen belirsiz hâle getiriyor.
Merkez bankaları liderlik edemiyor
Analistler, yeni piyasa ortamının artık politika kararlarından değil, beklenmedik gelişmelerden şekillendiğini belirtiyor. İran’la her yeni gerilim, ani fiyat dalgalanmalarının olasılığını artırıyor. Yatırımcıların da buna hazırlıklı olması gerekiyor.
T.S. Lombard’dan Oneglia “Yeni bir döngüye giriyoruz. Artık değişkenler çok daha oynak çünkü para politikası önceden olduğu gibi öngörülebilir değil. Bunun yerine olaylar ön plana çıkıyor ve şimdi Donald Trump örneğinde gördüğümüz gibi, insan faktörü önemli rol oynuyor” diyerek içerisinde bulunduğumuz yeni dönemin farklılığına dikkat çekti.