ABD’de iki ayrı gerçeklik çatışıyor. Bireysel yatırımcılar ve kurumsallar piyasalarda tamamen birbirine zıt pozisyonlar alıyor. İlginç olan ise bu çatışmayı bireysel yatırımcıların kazanıyor olması.
Bireysel yatırımcıların ve kurumsalların davranış biçimlerindeki farklılık, ABD’de piyasalara dair iki farklı gerçekliğin varlığına işaret ediyor.
İki ayrı gerçeklik
Professional Capital Management’ın kurucusu ve CEO’su Anthony Pompliano, The Pomp Letter’da yer alan makalesine, Global Markets Investor’dan bir alıntıya yer vererek başlıyor: “Bireysel ve profesyonel yatırımcılar arasındaki uçurum nadiren bu kadar büyük olmuştur: Küçük ve orta ölçekli yatırımcılar 2025’te şimdiye kadar yaklaşık 190 milyar dolarlık ABD hisse senedi ETF’si satın aldı. Aynı zamanda bu süreçte kurumsal yatırımcılar yaklaşık 40 milyar dolarlık satış yaptı. Bu gerçekten de dikkat çekici bir farklılık.”
Peki insanlar piyasada nasıl hareket edecekleri konusunda neden bu kadar farklı sonuçlara varıyor? Bunun en büyük nedeni, bireysel ve kurumsal yatırımcıların tamamen farklı iki veri setine bakıyor olmaları. Kurumlar, son birkaç yıla göre daha yüksek olan değerleme seviyelerine bakarken bireysel yatırımcılar kazançlara bakıyor gibi görünüyor.
Dev şirketlerden dev kazançlar
AP Research, “dot-com balonunda değerlemeler gerçekliğin ötesine geçti. Bugün kazançlar gerçekliğin ötesine geçiyor. Çarpanı tartışabilirsiniz ancak temeller bunu yaparken buna balon demek zor” diye yazıyor.
Bu tür bir kazanç artışı yalnızca etkileyici olmakla kalmıyor; aynı zamanda günümüz ortamında temelden önemli olan bir şeyi de vurguluyor: En büyük şirketlerin çoğu, insanlık tarihinde inşa edilmiş en büyük işletmeler ve büyümelerini hızlandırıyorlar. Oysa büyük bir çokuluslu şirket olduğunuzda bunun olması beklenmez.
Facebook örneği
Örnek olarak Facebook ele alınabilir. Facebook yakın zamanda çarpıcı bir kazanç raporu yayınladı. Büyüme oranlarının ne kadar inanılmaz olduğu ise ortada:
Gelir: 47,52 milyar dolar, yıllık yüzde 22 oranında artış
Net gelir: 18,34 milyar dolar, yıllık yüzde 36 oranında artış
Seyreltilmiş hisse başına kazanç: 7,14 dolar, 2024’ün 2. çeyreğine göre yüzde 38 oranında artış ve analist tahminlerinin oldukça üzerinde.
Faaliyet geliri: 20,44 milyar dolar
Faaliyet kâr marjı: Yüzde 43, geçen yılki yüzde 38’lik seviyeden yükseliş
Maliyetler ve giderler: 27,08 milyar dolar, yıllık yüzde 12 oranında artış
Neredeyse 2 trilyon dolarlık bir işletmenin yıllık net gelirini yüzde 36 oranında artırması gerçekten çılgın bir performans. Buna bir de çalışan sayısının yıllık sadece yüzde 7 oranında arttığı gerçeği eklendiğinde çoğu şirketin ancak hayalinde görebileceği bir verimlilik artışından söz etmek mümkün gözüküyor.
Palantir örneği
Bu veriler, şu andaki birçok anekdotsal sohbetle de destekleniyor. 500 milyon dolarlık özel bir şirketin CFO’su, şirketin iç odak noktasının, çalışanlarının yapay zeka konusunda yetkin hale gelmeleri için becerilerini geliştirmek olduğunu söylüyor. Yani şirketler yeni çalışanları işe almaktan ziyade, mevcut ekibi daha üretken hale getirmeyi amaçlıyor.
Palantir’in de son kazanç görüşmesinde tam olarak aynı şeyden bahsettiği görülüyor. Palantir yönetimi, son kazanç görüşmesinde, yapay zeka entegrasyonunun sağladığı verimlilik artışları sayesinde daha yalın bir iş gücüyle gelirlerini önemli ölçüde artırmayı hedeflediğini belirtiyor. CEO Alex Karp, Palantir’in “3.600 kişiyle, yani mevcut 4.100 çalışandan daha az kişiyle, 10 kat gelir elde etmeyi hedeflediğini belirterek bunu ‘çılgın ve verimli bir devrim’ olarak nitelendiriyor.
Halka açık şirketler daha verimli hale geldikçe değerleniyor
Palantir, toplu işten çıkarmalar yapmak yerine işe alımları dondurmayı ve her çalışanın verimliliğini artırmak için yapay zekaya güvenmeyi planlıyor. Şirket, büyük dil modelleri ve yapay zeka destekli platformlarının, daha önce daha büyük ekipler gerektiren birçok görevi artık otomatikleştirdiğini vurguluyor.
Bu nedenler, yatırımcıların bu durumu yakından takip etmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Şirketler daha üretken hale geliyor ve bunu daha az çalışanla yapıyorlar. Bu da şirketlerin daha değerli olması gerektiği anlamına geliyor.
Şirket değerlemelerinin arttığını görmek bazı yatırımcıları korkutsa da bu durum yalnızca işletmeleri dönüştüren yapay zeka devriminin farkında olmayanları endişelendiriyor.