İsrail’in İran’a düzenlediği hava saldırılarının ardından petrol piyasalarında büyük bir dalgalanma yaşandı. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı bir günde yüzde 13’e varan artışla 75 dolar seviyesini aşarken, medyaya göre bu gelişme en çok Rusya’nın bütçesine yaradı.
N. İzvestiya‘ya konuşan analistler, fiyatlardaki sıçramanın ardında yalnızca jeopolitik risklerin değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne uyguladığı tavan fiyatı 60 dolardan 45 dolara indirme planının ve İran’a yönelik yeni yaptırım olasılıklarının da etkili olduğunu belirtiyor. Finam yatırım şirketinden stratejist Yaroslav Kabakov’a göre, özellikle Hürmüz Boğazı gibi kritik geçiş yollarına ilişkin kaygılar fiyatları yukarı yönlü baskılamaya devam edebilir.
ABD’li dev yatırım bankalarından fiyat revizyonu
ABD’li bankalar da beklentilerini güncelledi. JPMorgan çatışmaların daha da tırmanması halinde petrol fiyatlarının 120-130 dolar bandına çıkabileceğini öngörüyor. Ancak bazı uzmanlar petrolün Orta Doğu krizlerine her zaman tepki verdiğini ancak bu tür artışların kalıcı olmasının zor olduğunu belirtiyor. Buna göre fiyatların kalıcı olarak yükselmesi için küresel ölçekte daha yapısal talep değişimleri veya ekonomik krizler gerekiyor.
Analistler, “Moskova içinse bu fiyat artışı adeta can suyu. Yıl başından bu yana petrol ve gaz gelirleri yüzde 14 düşerken, sadece mayıs ayında bütçeye gelen enerji gelirlerindeki kayıp yüzde 35’e ulaşmıştı.
2025 yılı için hedeflenen 8,3 trilyon rublelik enerji geliri hedefi tehlikeye girmişken, yaşanan bu fiyat sıçraması Rus Maliye Bakanlığı’nın bütçe açığını dengeleme çabalarına ciddi katkı sağlayabilir. Halihazırda 3,4 trilyon rubleye ulaşan bütçe açığının, petrol gelirlerindeki toparlanmayla yıl sonunda öngörülen 3,8 trilyon seviyesinde kalması bekleniyor” diye yazıyor.