İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent bünyesinde geliştirilen bu sistem, 2 mikrosaniyelik “tick-to-trade” gecikmesiyle Borsa İstanbul’da çalışan en hızlı ticaret altyapılarından biri olma iddiasını taşıyor. Hedef ise 350 nanosaniyeye kadar düşen bir gecikmeyle işlem yapabilmek. Peki, gelişmeler mali tabloya nasıl yansır?
Penta Teknoloji, 2024 faaliyet döneminde 339 milyon TL net dağıtılabilir dönem kârı açıklamış olmasına rağmen, bu tutarın tamamını “olağanüstü yedek” olarak ayırmayı tercih etti. Mevcut durum yatırımcı açısından kısa vadede temettü beklentisini boşa çıkardı. Peki, kararın gerekçe ne?
Yatırımcıdan gelen sorular üzerine Yatırımcı Masası iki şirketi ve hisseleri analiz masasına yatırdı…
İLGİ GÖRMESİ HALİNDE TALEP BÜYÜR
SORU- Matriks’in geliştirmiş olduğu platform hakkında bilgi alabilir miyim? Gelirini büyütmesi mümkün mü?
Uğur Kargılı
CEVAP- Finansal teknoloji alanında rekabet, artık sadece yazılımla değil, donanım odaklı hız ve optimizasyonla da belirleniyor. Özellikle yüksek frekanslı alım satım (HFT) uygulamalarında işlem hızları, piyasaya erişim süresi ve algoritmaların tepki süresi, kazançla zarar arasındaki farkı belirleyebiliyor. Bu nedenle, finansal yazılım firmaları artık hem donanım hem yazılım entegrasyonu üzerinden gelir büyütme potansiyeli arıyor.
Matriks’in 2,5 yıldır yürüttüğü AR-GE çalışması sonucunda, FPGA tabanlı hibrit HFT ve piyasa yapıcılık platformu tamamlandı. İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent bünyesinde geliştirilen bu sistem, 2 mikrosaniyelik “tick-to-trade” gecikmesiyle Borsa İstanbul’da çalışan en hızlı ticaret altyapılarından biri olma iddiasını taşıyor. Platform, hem yazılım hem de donanım tabanlı çalışıyor ve algoritmik işlem altyapılarının temel ihtiyacı olan ultra düşük gecikme sürelerine hitap ediyor. Ayrıca şirket, bu sistemin yalnızca ilk fazı olduğunu ve tam FPGA temelli ikinci bir sistem için çalışmalara da başladığını duyurdu. Bu yeni nesil sistemin hedefi ise 350 nanosaniyeye kadar düşen bir gecikmeyle işlem yapabilmek.
Bu gelişme, aynı zamanda Matriks’in sadece yazılım lisans gelirine bağlı bir yapıdan çıkarak, teknolojik ürün ve platform bazlı sürdürülebilir gelir kalemlerine yöneldiğini gösteriyor. Eğer geliştirilen sistem, yurtiçi büyük yatırım kuruluşları, algoritmik işlem yapan fonlar ve piyasa yapıcılar tarafından tercih edilirse, bu sistemin lisanslaması, kurulum desteği ve bakım anlaşmaları üzerinden anlamlı gelir artışı gündeme gelebilecektir. Ayrıca ikinci faz projenin başarıyla tamamlanması hâlinde, Matriks’in yerli HFT altyapı sağlayıcısı olarak stratejik pozisyonunu güçlendirmesi ve bölgesel pazar fırsatlarını değerlendirmesi de mümkün hâle gelebilecektir.
Şirket, 2025’in ilk çeyreğinde gelirini %18 düşürürken dönem sonunda net kârını %4 büyüterek 44,7 milyon TL’ye yükseltti.
TEMETTÜ YOKSA SOMUT BÜYÜMESİ GÖZLENMELİ
SORU- Penta Teknoloji’nin geçtiğimiz yıl kâr açıklamasına rağmen temettü vermemesini neye bağlıyorsunuz?
Ertuğrul Altınsoy
CEVAP- Şirketlerin temettü kararı, yalnızca elde edilen net kâra değil, stratejik hedefler ve nakit yönetim planlarına da bağlıdır. Bilançoda kâr açıklanmış olsa dahi, bu kârın dağıtılmayarak özkaynaklara eklenmesi, şirketin yatırım planları doğrultusunda bir tercih olabilmekte. Özellikle teknoloji ve dağıtım sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler için nakit akışını büyüme önceliğiyle yönetmek olağan bir durumdur.
Penta Teknoloji, 2024 faaliyet döneminde 339 milyon TL net dağıtılabilir dönem kârı açıklamış olmasına rağmen, bu tutarın tamamını “olağanüstü yedek” olarak ayırmayı tercih etti. Şirket büyüme fırsatlarının değerlendirilmesi ve nakit akışının devamlılığını sağlanması gayesi ile böylesi bir karar aldığını belirtiyor. Bu da, yatırım, işletme sermayesi ihtiyacı ya da bir satın alma gibi hedeflerin gündemde olduğu bir durumu işaret etmekte.
Mevcut durum yatırımcı açısından kısa vadede temettü beklentisini boşa çıkarsa da, uzun vadeli bakıldığında şirketin ölçeklenme hedeflerine kaynak yaratma stratejisi olarak değerlendirilebilir. Böylesi bir durumda ise büyüme hedefinin somut olarak gerçekleşmesinin beklenmesi gerekecektir. Bunun gerçekleşmesi halinde de şirketin piyasa değeri temettüden bağımsız olarak artabilecektir. Aksi durumda ise, temettü vermeyen kârlı şirket hisseleri, yatırımcı nezdinde değer kaybına uğrayabilir.