Bankaların portföylerinde tuttuğu menkul kıymetlerin kompozisyonu değişiyor. Özellikle altın tahvillerinde son bir yılda yaşanan artış dikkat çekici boyutlara ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bankaların menkul kıymetler portföyünde bulunan altın tahvilleri 197 milyar 560 milyon lira oldu.
Altın tahvil tutarı 2024 temmuz ayında 113 milyar 753 milyon lira düzeyindeydi. Artış oranı yüzde 73 olarak gerçekleşti. Altına dayalı kira sertifikaları ise 16 milyar liradan 20.3 milyar liraya yükseldi. Bankaların şu anda altın tahvillerine yıllık brüt yüzde 0.60 kupon oranıyla yatırım yaptığını belirten Ekonomist Coşkun Cangöz, bu ürünlerin diğer devlet tahvillerine kıyasla bazı ek operasyonel maliyetler de barındırdığını vurguladı.
Hazine’ye altın yükü
Cangöz’e göre, artan altın fiyatları Hazine açısından bu tahvilleri giderek daha maliyetli hale getiriyor. “Kupon faizleri düşük olsa da altının fiyatı sürekli arttığı için vade sonunda Hazine daha yüksek ödeme yapmak zorunda kalıyor. Bu da bütçeye ek yük oluşturuyor” diyen Cangöz, bu yıl yapılan altın tahvili ihraçlarının da yine 2026 vadeli olduğunu hatırlattı.
Geçen yılki tahvillerle aynı vadeye sahip olmaları nedeniyle Hazine bu tahvillerin itfasını birleştiriyor. Dolayısıyla gelecek yıl bu konuda stratejik bir karar almak durumunda. Ancak Cangöz “Bankaların bilançosunda önemli miktarda altın mevduatı birikmişken Hazine bu tahvillerin ihracını sonlandırabilecek mi? Bunu göreceğiz” dedi.
Döviz tahvilleri avantajlı
Ekonomist Coşkun Cangöz, Hazine’nin döviz cinsi tahvil ihraçlarının da dikkat çekici olduğunu belirtti. Son olarak 22 Temmuz’da yapılan dolar cinsi tahvil ihracında Hazine yüzde 2.55 kupon faiz verdi. Bu tahvillerin de kupon süresi altı ay. Yıllık faizin yüzde 5’in üzerinde olduğunu kaydeden Cangöz, “Bankaların dolar cinsinden mevduata yıllık 0.1 faiz verdiği dikkate alındığında altın cinsi tahvillerden çok daha yüksek bir faiz ödeniyor” dedi.