Borsa yatırımcılarının, dünyanın en yakından takip edilen iki emtiası, altın ve petroldeki fiyat hareketlerini dikkatli bir şekilde takip etmesinde fayda var.
MarketWatch’un haberine göre SentimenTrader Kıdemli Araştırma Analisti Jay Kaeppel altın ve petrol arasında ‘ilginç bir ilişki’ oluştuğuna dikkat çekti. Kaeppel altının ‘dünyanın en çok takip edilen emtiası’ olduğunu ve bazı çevrelerce ‘nihai değer deposu’ olarak görüldüğünü belirtiyor. Kıdemli analist aynı şekilde petrolün de kimi zaman dünyanın en temel emtiası olarak kabul edildiğine işaret ediyor.
ABD’de gösterge ham petrol fiyatları 2020’den bu yana en büyük yıllık düşüşe doğru ilerliyor. Altın fiyatları ise üst üste üçüncü yıllık kazancını kaydetmeye hazırlanıyor. 8 Ağustos’ta ons başına 3.491,30 dolarla rekor seviyeden kapanan altın, 21 Ağustos itibarıyla yılbaşından bu yana Batı Teksas ham petrolüne(WTI) kıyasla %39,6 daha iyi performans gösterdi. İstatistikler bu oranın aynı zamanda son beş yılın aynı dönemindeki en büyük farkı olduğunu gösteriyor.
Kaeppel, WTI/altın fiyat oranı üzerinden iki emtia arasındaki performansın takip edilebileceğini ve bu göstergenin sanayi emtiasının güvenli liman varlığına göre değerini yansıttığını söyledi. SentimenTrader’a göre bu oran, bir varil Batı Teksas türü ham petrolün fiyatının bir ons altının maliyetine bölünmesiyle hesaplanıyor.
Çarşamba günü itibariyle ekim vadeli WTI petrolü New York Ticaret Borsası’nda 62,71 dolardan fiyatlanıyordu. Aynı gün aralık vadeli altın ise Comex’te ons başına 3.388,50 dolardan kapandı.
Bu rakamlar oranı 0,0185’e getiriyor ve SentimenTrader verilerine göre bu, tarihsel olarak en düşük seviyelerden biri. Teorik olarak yükselen oran küresel ekonomik büyümeye işaret ederken, düşen oran ise ekonomik zayıflığa, jeopolitik riske veya yatırımcıların güvenli liman arayışına işaret ediyor. Ancak Kaeppel’a göre bu verilerden asıl çıkarması gereken sonuç borsanın “ucuz enerjiyi seviyor” olması. Kaeppel, “Bu şaşırtıcı değil çünkü bir ekonomiyi canlı tutmak için enerji gerekir” diyor.
SentimenTrader verileri, 2000’li yıllarda WTI/altın oranının yalnızca bir kez 0,037 veya altına indiğini, ancak 2015’ten bu yana bu seviyelerin “nispeten daha sık” görüldüğünü ortaya koyuyor. 2015’ten itibaren, oran 0,037’nin altına indiğinde S&P 500 Endeksi “tüm sektörlerde güçlü kazanımlar ve medyan getiriler” elde etti; bir yıl içindeki medyan getiri ortalaması ise %20’nin üzerine çıktı.
Çarşamba itibarıyla S&P 500 Endeksi yılbaşından bu yana %8,7 artış göstermişti.
Öte yandan, SentimenTrader’a göre WTI/altın oranı son 40 yılda yalnızca birkaç kez 0,137’nin üzerine çıktı. Bunlar 2000, 2005 ve 2008 yıllarında gerçekleşti. Bu dönemlerde S&P 500’ün getirileri zayıf kaldığı da dikkat çekiyor.
Kaeppel, “Borsa, ekonomik güç beklentisi olduğunda en iyi performansı gösterir. Bu gücü sürdürmenin kilit unsurlarından biri de bol ve uygun fiyatlı enerjiye erişimdir” açıklamasında bulunuyor.
Borsa analisti, son 40 yılda hisse senetlerinin, “göreli enerji maliyet aralığının düşük ucundayken çok daha iyi, yüksek ucundayken ise daha kötü performans” gösterdiğine dikkat çekti. Kaeppel, “Şu anda düşük seviyedeyiz ve bu da borsa için olumlu bir işaret” dedi.